İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu Bebeklerin ulusu yok Başlarını tutuşları aynı Bakarken gözlerinde aynı merak Ağlarken aynı seslerin tonu Bebekler çiçeği insanlığımızın Güllerin en hası, en goncası Sarışın bir ışık parçası kimi Kimi kapkara üzüm tanesi Babalar çıkarmayın onları akıldan Analar koruyun bebeklerinizi Susturun susturun söyletmeyin Savaştan yıkımdan söz ederse biri Bırakalım sevdayla büyüsünler Serpilip gelişsinler fidan gibi Senin benim hiç kimsenin değil Bütün bir yeryüzünündür onlar Bütün insanlığın gözbebeği lk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu Bebeklerin ulusu yok Bebekler, çiçeği insanlığımızın Ve geleceğimizin biricik umudu...
Ay: Ağustos 2019
INSANLAR
İnsanlar da ülkelere benziyor Sınırları var, yüzölçümleri Yasaları var Bayrakları, ilkeleri Kimi dağlık bir arazidir. Kimi kıraç Kimi bereketli Kimi dardır Kimi engin gözalabildiğince Kiminin sınırlarından sıkı pasaport denetimiyle girilebilir. Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeri Sonuçta ne küçümse insanları kızım Ne de önemse gereğinden çok Ama anlamaya çalış Nedir ve ne kadar genişleyebilir yüzölçümleri
ASK
Değişir yönü rüzgarın Solar ansızın yapraklar; Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar; Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk, iki kişiliktir. Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden Binlerce yıl uzaktadır Binlerce kez dokunduğun ten; Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına. Aşk, iki kişiliktir Avutmaz olur artık Seni bildiğin şarkılar; Boşanır keder zincirlerinden Sular tersin tersin akar; Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar: Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına. Aşk, iki kişiliktir. Yitik bir ezgisin sadece Tüketilmiş ve düşmüş gözden; Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken; Çünkü hiç bir kelebek Tek başına yaşamaz sevdasını, Severken hiç bir böcek Hiç bir kuş yalnız değildir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk
AVRUPA
Şu gurbet eline geldimde gardaş
Gözün bastığını ütenler gördüm.
Yoksulun Hamisi fakire sırdaş
Gariban sırtında ötenler gördüm.
Helal kazanç için mekik atanı,
Mekan bulamayıp parkda yatanı,
Gördüm üç kuruşa insan satanı,
Ucuzca götürüp atanlar gördüm.
Şeref haysiyeti yere düşüren,
Riya Mutfağında Aşı pişiren,
Kaynağa bakmadan alıp aşıran,
Haramı helâle katanlar gördüm.
Küçüğünü kollamayan kansızı,
Büyüğünü tınlamayan densizi,
Hatır gönül dinlemeyen gamsızı,
Terbiyeden yoksun kotanlar gördüm.
Serbest oldu zina piçden geçilmez,
İnsanlar bozuldu rengi seçilmez,
Flört Moda Manitasız çıkılmaz,
Nikahsız oturup yatanlar gördüm.
Becerib de dal dikmeyen dalsızı,
Gördüm yolu bulamayan yolsuzu,
Libas üstlük alamayan çulsuzu,
Ev yurt kuramayıp bitenler gördüm.
Ayni yol
Geçti bahar ayları
Yaprak oynamaz yaprak
Yedin nicelerini
Doymadın kara toprak
Ne gelinler genç kızlar
Hiç gitmedi ağrına
En sevdiklerimizi
Basmadın mı bağrına
Yâr olduk birbirine
Kadere bel bağladık
Sen verince sevindik
Biz verince ağladık
Zengin fakir demesin
Ölümü özetlersin
Günde bir garibanın
Yolunu gözetlersin
Ayva verdin yâr verdin
Her şeyi senden aldık
Kandık cömertliğine
Şükürden mahrum kaldık
Sen de insanoğlunu
Üzersin demedim mi?
Biz senden yedik ammaaa!
Sen bizden yemedin mi?
ACIM VE BEN
Elimle yüzüm çoktan kırıştı,
Salyam sümüğe aktı karıştı,
Elim bastona çabuk alıştı,
Olmaz olasın, sen ihtiyarlık…
***
Ayağım tutmaz ellerim titrer,
Sarktı vücuttaki tüm bütün etler,
Doktora gider onca servetler,
Olmaz olasın, sen ihtiyarlık…
***
Yanağım çöktü gözüm süzüldü,
Saçım ağardı belim büküldü,
Dişler ağzıma tek tek döküldü,
Olmaz olasın, sen ihtiyarlık…
***
Günlerim artık acı geçiyor,
Gözlerim cismi ağır seçiyor,
Ömrüm benim son demini içiyor,
Olmaz olasın, sen ihtiyarlık…
***
Bıyık sakala hepten karıştı,
Vücudum dertle çoktan tanıştı,
Bünyem haplara hemen alıştı,
Olmaz olasın, sen ihtiyarlık…
***
Kimse bakmıyor artık yüzüme,
Perdeler indi iki gözüme,
Sözüm geçmez oldu dizime,
Olmaz olasın, sen ihtiyarlık…
***
Elim tutmuyor ayak tutmuyor,
Kalbim eskisi gibi atmıyor,
Yüzüme şimdi kimse bakmıyor,
Olmaz olasın, sen ihtiyarlık…
***
efkarlar bürür,
Gözlerim baksa da puslu görür,
Fala baktırsam mezar görülür,
Olmaz olasın, sen ihtiyarlık…
VURGUN
YEDİĞİM VURGUN
Yenildim dert, kedere,
Çaresiz, perişanım,
Yıkıldım, düştüm yere,
Yara, bere her yanım.
Saçlarıma kar yağdı,
Kışa döndü baharım,
Feryadım göğe ağdı,
Yangın yeri şu bağrım.
Bende mecal mi kaldı,
Bedenim, ruhum yorgun,
Umutlarımı çaldı,
Yediğim onca vurgun.
Uyuma uyan
UYUMA UYAN BUGÜN 30 AĞUSTOS
….
Başında komutan vardı,adı,Mustafa Kemal
Düşmanı yıldırdı büyük Komutan
Zaferleri,yaşattı bizlere,Düşmanı etti perişan..
Ruhun şaad, olsun benım Atam…
…..
Minnattarız sana ölsekte,vatan için
Ecnebiler,birlik oldu yıkamadı Türkü
Varız,biriz,yıkılmadık,Ülkem için
Unutma,evlat,sana armağan veren Atanı
…..
Ağustos, 30,da,armağan etti bize Bayramı
Verdi varını,yokunu,cananı,da canını
Düşmana ezberletti,Türkiyemin Marşını
Uyuma,ülkem,uyan,bugün,30,Ağustos Bayramı
…..
Kanında taşırsan varsa,vicdan,
Okursun, düşmana,sende ferman,
Vurulsanda,kalsanda kanlar içinde
Namus,şereftir,söz konusuda, Vatan…
……
Albayraklarla,süsleyin her yeri,evinizide,
Çatlasın düşmanlar,yıkılsın ecnebiler
Vurulmuş,genç,anne ağlıyor Şehidine,
Yaşlı,genç,15,likler, sahip çıkar Ülkesine..
…..
Bayramınız,kutlu olsun ey insanlar
Gururlan,sana hediye,etti,sana Atan
Sev,sarıl,Ülkene,sevgice, olmada, satan,
Ayırım yapma,kimseyi,kucakla,bugün Bayram…
….
Türkiye yi parsellediler,kafalarınca,
Unuttular Türkün,adını şanını onlar
Bilemediler,ki,Türklerdir,toprakta, yatan!!
Bozguna,uğrattı,denize,dökerek,Mustafa,Kemal.!
…..
Kutlu,olsun,Bayramımız,Zaferler bizim
Sorgula,tarihini,oku,bizler kimiz,!!!!!
Canımız,feda,olsun,gitsekte,kellemiz!!
Unutma Arkadaş,biz,Tarih,kokan,Türkiyeyiz….
….
Tarih,30,Ağustos, ellerde şanlı Bayrak
Utanma,unutma,tarih de şanda, senin
Sarıl,bayrağına,olsun,gerekirse kefenin,
Beni,sormayın,ben Atam,aşığı
Volkan
Sanki sensiz gecem cehennem
Yakıyor yüreğimi içim bir volkan gibi
Sarmış etrafımı yangınlardayım
Dağlıyor yüreğimi içim bir volkan gibi
Yazın üstüme yağsa yağmurlar
Yüce dağlarda erise biriken karlar
Taşsa da sahillere denizler sular
Sönmez bu ateş içim bir volkan gibi
Sarmış dört bir yanımı tüm hüzünler
Yalnızlık peşimde geçmiyor günler
Sensiz ey sevdiğim gülmüyor yüzler
Dinmez bu ateş içim bir volkan gibi
Geçse de aylar yıllar bekleyeceğim
Yansam bir küle dönsem seveceğim
Belki kaderime boyun eğip öleceğim
Bağrım yıkık yanık içim bir volkan gibi
BUYUR BURDAN YAK
Tayyip Erdoğan ile Emine Erdoğan açılışını yaptığı AVM nin bir et reyonuna resmi ziyarete gitmiş. Reyonu tertemiz ve çok düzenli olarak görmüş. Adamları ile gezerken rast gele bir kasabın tezgahına gelerek sohbet etmeye başlamış. Cumhurbaşkanı : dana ve koyun etleri fena değilmiş, işler nasıl gidiyor ? diye sormuş.
Kasap: genelde iyi idi ama bugün bir kilo bile satamadım;
Cumhurbaşkanı : neden ?
Kasap: siz ziyarete geldiğiniz için müşteriler pazara alınmadı;
Cumhurbaşkanı : o zaman ben alayım, bana 4 kilo verir misiniz;
Kasap: hayır satamam;
Cumhurbaşkanı : neden satamıyorsun ? diye sormuş;
Kasap: sizi gelecek diye tüm bıçaklarımızı topladılar,
Cumhurbaşkanı : bıçak olmasa da olur, bana şu parçayı ver bakayım;
Kasap: yine de satamam, demiş;
Cumhurbaşkanı: yine ne oldu ? Neden satmıyorsun ?
Kasap: çünkü ben kasap değilim, Silahlı Polis timinden bir askerim.
Cumhurbaşkanı sinirli bir şekilde: git bana komutanını çağır, demiş;
Kasap: o da karşıda balık satıyor; diye cevap vermiş.
🤣🤣🤣